TP GENEL BAŞKANI ABDÜLLATİF ŞENER

TP GENEL BAŞKANI ABDÜLLATİF ŞENER

“Artan terör olaylarında Başbakanın yanlışları vardır”







Türkiye Partisi (TP) Genel Başkanı Abdüllatif Şener, dün Edremit’e gelerek, gündemdeki olayları değerlendirdi. Artan terör olaylarında Başbakanın yanlışları olduğunu söyleyen Şener, Türkiye’de büyük bir güvenlik sorunu olduğunun altını çizdi ve açılım paketinin içindekiler kısmının unutulduğunu vurguladı. Türkiye Partisi (TP) Genel Başkanı Abdüllatif Şener, Partisinin Edremit Teşkilatının davetlisi olarak dün geldiği Edremit’te coşkuyla karşılandı. TP Edremit İlçe Başkanı Sema Ertuna tarafından düzenlenen karşılama törenine TP Balıkesir İl Başkanı Rıdvan Dikicioğlu, Kurucu üye BAÜ Öğretim görevlisi Prof. Dr. Ali Sönmez, Çanakkale Merkez İlçe Başkanı İsmail Atan ile diğer ilçe ve belde parti başkan ve üyeleri katıldı.



Parti binasında bir basın açıklaması yapan Abdüllatif Şener “Bugün Edremit’teyiz. Edremit ilçe teşkilatımızın düzenlemiş olduğu akşam yemeğinde birlikte olacağız. Türkiye’de son günlerde terör olaylarında büyük bir tırmanış vardır. Terör olayları hızla artmaktadır. Ama gelişmeleri izlediğimizde aslında son birkaç yıldır terör olaylarındaki tırmanış kendini göstermekte idi. Özellikle 1 yılı aşkın süredir Türkiye’de iktidarın gündeme koymuş olduğu ancak iyi yönetememiş olduğu süreçlerin sonrasında baharla birlikte terör olaylarında özellikle haziran ayı başından itibaren artacağı beklenmekteydi. Geldiğimiz nokta itibariyle gerçekten hergün birkaç bölgede şehit haberleri almaktayız. Bu millet olarak hepimizi derinden üzmekte ve yaralamaktadır. Bu vesile ile ülkemizde olup biten hadiseleri yorumlama ve gözden geçirme zorunluluğu vardır. Bildiğiniz gibi her olayın ir siyasi boyutu vardır. Ama güvenlik konusundan daha fazla siyasi boyutu olan hiçbir hadise olamaz. Devlet denilen organizasyonu tarihte ortaya çıkaran gerçek toplumların güvenliklerini sağlama ihtiyacıdır. Günümüzde güvenlik ile ilgili konuların siyasetten bağımsız ele alınmasının yorumlanmasının mümkün olmadığı bir gerçektir. Bununla birlikte özellikle zaman zaman bazı politikacıların eleştirilerin ucu kendine dokunmasındiye çözüm arayan insanların sorgulayan toplumun önünü kapatmak, ağzını kapatmak için güvenlikle ilgili konuların siyaset malzemesi yapılmaması gibi bir üslubu benimsedikleri görünmektedir. Bu sağlıksız bir yaklaşımdır. Biz de türkiyede insanların mal ve can güvenliklerinin kalmadığı, ayrışmanın derinleştiği bugünkü ortamı değerlendirmemiz gerekir. Evet bu ülkede bir güvenlik sorunu vardır. Güvenlik, en önemli gündem maddelerinden biri haline gelmiştir. Uyuşturucu, kapkaç, hırsızlık dolandırıcılık herkesin bildiği gibi çok büyük oranda artmıştır. Daha önceki yıllarda görmediğimiz derece artış vardır. Çocuk kaçırmaları aile içi şiddet ve ödenmeyen çek, senet tahsilatlar nedeniyle adli vakalar çoğalmıştır. Maalesef hapishanelerde daha fazla mahkum vardır. Böyle bir ortamı maalesef ülke olarak hiç yaşamadık. Tüm bunlara ilave olarak bir de terör olaylarındaki tırmanış hatta terörün zirve yapışı ülke olarak güvenlik sorunun daha da derinleştirmiştir. Tüm bu olup bitenlerin anlamı nedir? Ülkenin g üvenliğinden bir numaralı sorumlu siyasi iktidar olduğuna göre siyasi iktidar yani başbakan neyi yanlış yapmıştır da terör zirve haline gelmiştir, yada neyi eksik yapmıştır da terör artmıştır? Bunun cevabını vermesi lazım. Üstelik dün yaptığı konuşmada PKK terör örgütünün bir yerlerin taşeronu olarak çalıştığını ifade etmiştir. Bir başbakanın bu ifadeyi yaparken bir yerlerden korkuyormuşcasına ifade etmesi yanlıştır. T.C. Başbakanı eğer terör örgütü bir yerlerin taşeronu olarak çalışıyorsa, taşeronu olarak çalıştığı yerin neresi olduğunu söyleyecek cesarete sahip olmalıdır. Bu cesarete sahip olmayan ve telaffuz etmekten kaçınan bir başbakan bu ülkeyi temsil edemez. Gereken tedbirleri de almalıdır. Diğer taraftan maalesef vanda yapılan törenlerde de halktan kopuk sadece protokolle yapılan değerlendirmelerle böyle bir süreç anlatılamaz. Sürekli muhalefet uslübuyla konuşan, her olayı muhalefet tarzıyla eleştiren bir başbakanı ne türkiye görmüştür, ne de dünyada herhangi bir ülke görmüştür tanımıştır. Son 50 yıldır en uzun dönem başbakanlık yapan kişi maalesef 8 yılın sonrasında halen her konuda muhaletef gibi konuşmaktadır. Her ortaya çıkan olumsuz bir olayı, sanki muhalefet partisi sözcüsüymüşcesine eleştiren faturayı bir yerlere kesen bir başbakan hiçbir yerde görülmemiştir. Sayın Başbakan şunu bilmek zorundadır, kendisi başbakandır, olup bitenlerin hesabını vermek zorundadır. Başbakan laf üretme, muhalefet üslubuyla konuşma yapma yeri değil, sorunları çözme bu ülkede yaşayan insanların güvenliğini sağlama ve terörü bitirme yeridir. Eğer iktidarı sevmediyseniz çekilin kenara. Geldiğimiz nokta şudur; üst üste terör olayları nedeniyle güvenlik görevlilerimiz hayatını kaybetmektedir. Hatta servis aracına yapılan saldırı sonrasında bir güvenlik görevlisinin çocuğu da hayatını kaybetmiştir. Yani sivillerin de can güvenliğinin kalmadığı bir sürece girmiştir Türkiye. Bunun sorumluluğu ve bununla ilgili gerekli tedbirleri alma yükümlülüğü doğrudan doğruya başbakana ve hükümete bağlıdır. Sayın Başbakana hangi tedbirleri aldınız diye soruyoruz. Ülkenin terör riskinden arınması için ne gibi çalışmalar yaptığını başbakan anlatmalıdır. Özellikle son 1 yılı aşkın süredir Türkiye açılım tartışmaları yaşamıştır. Ülkede kan duracak, terör bitecek, barış olacak diye başbakan ortaya bir açılım paketi açmıştır. Fakat bu paketin içindekiler kısmını unutmuştur. İkincisi ise kan duracak diye demokratik açılım paketini kavga ederek açmıştır. Muhalefet partileriyle 1 yılı aşkın süredir açılım paketi üzerinden kavga eden bir başbakandır. Devlet adamlığı ve devlet yönetme bu değildir. Kavga ile huzuru nasıl sağlayacaksın? Gürültü çıkarıp, kaba saba laflar söylüyorsun, ayrışmayı, kin ve nefreti derinleştiriyosun. Artan terör olaylarında ülkeyi yönetme becerisi devlet adamlığı görüntüsünü veremeyen başbakanın yanlışları vardır” dedi.